Sel Felaketinin Üstünden Üç Yıl Geçti, © Schutterstock
 Schutterstock

Sel Felaketinin Üstünden Üç Yıl Geçti

16 Tem 2024

3 yıl önce bugün gazeteler Almanya'da yaşanan sel felaketini manşetlerine, televizyonlar felaketin boyutlarını ekranlara taşıyordu. 14-15 Temmuz’da yaşanan sel felaketinde 49’u Kuzey Ren-Vestfalya’dan olmak üzere 180’den fazla can kaybı yaşandı yüzlerce kişi de yaralandı.

Felaketin boyutları bununla da bitmemişti. Binlerce ev ve bina, köprü yıkıldı altyapı çöktü. 200 bin den fazla kişi günlerce elektriksiz ve doğal gaz temiz içme suyun yoksun kaldı. 150 den fazla baz istasyonu hasar gördüğü için adeta dünya ile iletişim koptu. Cep telefonları iki hafta sonra çalışabildi.

Bonn dan Rheinbach’a, Essen’den Wüppertal’e demir yolu ulaşımı kesildi. Yıkılan demiryolu hatları ile otoyolların yeniden inşası aylarca sürdü. Ev ve işyerlerini yağmalayanlar tutuklandı. 25 Milyar Euro’dan fazla zarar yaşanmış.

Kuzey Ren-Vestfalya'da selin en fazla etkilediği yerlerden olan Eschweiler ve Stolberg şehirlerinde dükkanları yağmalama girişiminde bulunan 5 kişi gözaltına alındı. Yüzlerce polis terk edilmiş evleri ve işyerlerini yağmadan korumak için görev başındaydı. 

Dönemin Maliye Bakanı Olaf Scholz, hükümetin felaket için 30 milyar Euro kaynak ayırdığını duyurmuştu. Eyalet Başbakanı ve Hıristiyan Birlik partilerinin Federal Başbakan adayı Armin Laschet, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'in felaket bölgesini ziyareti sırasında kameralara yansıyan şakalaşma görüntüleri nedeniyle "Millet ağlarken, Laschet gülüyor" seklinde tepki almıştı. Armin Laschet özür dilese de kendi imajına maliyeti ağır oldu.

Cumhurbaşkanı Steinmeier Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki afet bölgesine ziyaretinde tanık olduğu görüntüleri, "yürek parçalayıcı" olarak değerlendirirken dönemin başbakanı Merkel İklim değişikliğiyle mücadelede acele etmeliyiz demişti.

Peki o günden bu yana değişti. Yitirilen canlar geri dönmezken, yaralar sarıldı mı? Toplumsal duyarlılık artı mı? Ya da afetlerle mücadele de yeterli dersler alındı mı? İste bu sorulara cevap vermek hayli zor. (Redaktion/Münir Bağrıaçık)